Her birimiz benzersiziz, saç rengimiz, karakterimiz, alışkanlıklarımız bakımından farklıyız - o zaman neden aynı kot pantolonu almaya çalışıyoruz? Bana göre bu, “moda” ve “stil” kavramlarının ikame edilmesinden kaynaklanmaktadır. Birbirlerinden ne kadar farklı olduklarını hatırlamanızı öneririm.
Moda ve stil eşdeğer midir?
Soruyu yanıtlamak için bu iki kavramın tanımlarına bakmak gerekir.
Moda - toplum tarafından belirlenen bir imaj, çoğunluğun takip ettiği bir dizi belirli kural. Stil – ruhun dış görünüşe yansıyan iç durumu. Kararsız modanın aksine, her birimiz zevk, ihtiyaç ve rahatlığın rehberliğinde bağımsız olarak kendi giyinme tarzımızı seçeriz. Elbette en yüksek beceri, hem modaya uygun hem de şık giyinebilme yeteneği olacaktır!
Tamamen farklı öncüllere dayandıkları için bu iki kavramın eşdeğerliğinden bahsetmek zordur: Herkes gibi giyinin veya kalabalığın arasından sıyrılın. Uyumlu ve orijinal görüntüler bir karakter hakkında çok şey anlatabilir ve doğru ilk izlenimi yaratabilir.
Moda kavramı ne anlama geliyor?
Bu, önceliklerin sonsuz bir değişimidir, yaratıcı aramaya ivme kazandıran formlardaki deneylerdir. Her şeyden önce toplumun ruh halinden, ideallerinden ve özlemlerinden etkilenir.
Örneğin, artık sağlıklı bir yaşam tarzına, spor salonlarına ve doğru beslenmeye yönelik tam bir tutku görüyoruz, bu nedenle sportif, şık ve rahat kıyafetler artık bu kadar popüler.
Kadın bedeninin ideallerini unutmayalım! İnce vücut kültü ortaya çıktığında dar giysiler son derece popüler hale geldi. Kamu ahlakı aynı zamanda kıyafetlerin açıklık derecesini ve eteğin uzunluğunu da etkiler. Bu belirli zaman dilimindeki toplumun durumunu yansıtan bir tür ayna elde ederiz.
Her işte olduğu gibi talep arzı yaratır, bu nedenle popüler trendler acımasızca sömürülüyor ve mümkün olan her şekilde teşvik ediliyor. Ancak aynı zamanda, durgunluktan kaçınarak değişme ve yeni hisler arama arzusunu da gösterirler. Moda trendlerinin yardımıyla zevkimizi ve orantı duygumuzu geliştirip kendi imajımıza ulaşıyoruz.
Stil – moda mı?
Stil, karşılık gelen dış vurgu yoluyla içsel duyguların bir yansımasıdır.bu nedenle öncelikle yeni bir etek seçerken örneğin kendinizi dinlemeli ve yeni bir şeyi sadece kendiniz denemelisiniz, bir dergiden veya blogdan güzel bir resmi kopyalamamalısınız. Bu bir kişiliğin el yazısıdır; oluşumu yaş, tercihler, yaşam tarzı, din ve sosyal statüden etkilenir. Stil sahibi bir kişi, genel arka plandan sürekli olarak öne çıkar ve genellikle aynı yaştaki ve sosyal statüdeki eşit derecede "paketlenmiş" diğer insanlardan daha fazla dikkat çeker.
Kendi bireyselliğimize daha fazla dikkat etmemiz, kendimizi moda trendlerinin akışında bulmaya çalışmamız ve popüler bloglardaki stilistlerin tavsiyelerini kendi lehimize işlemeyi öğrenmemiz gerekiyor. İmajınız üzerinde sürekli çalışmanız gerekiyor, ancak sonuç buna değecek. Belki de bu yüzden genel olarak kendi tarzını arama yönünde bir eğilim görüyoruz. Bunlar aynı madalyonun iki yüzüdür, ayrılmaz ve sonsuza kadar bağlantılıdırlar. Bir şeyi göz ardı etmemelisiniz, en doğru çözüm, kişisel giyim tarzınızı tasarımcıların yeni buluntularıyla orta derecede tamamlamaktır.
0
